KUSAL KASE’NİN GİZLENEN YÜZÜ

Epifiz Bezi, Bilincin Savaşı ve İnsanlığın Yasaklanmış Tapınağı

Şimdi size anlatacaklarım, tarihin dip akıntılarında gizlenen o karanlık bilginin sadece görünen kısmıdır.

Kutsal Kâse…

Evet, herkesin bildiğini zannettiği ama kimsenin gerçekte ne olduğunu anlamadığı o sembol.

Kâse’yi bir kap, bir çanak, bir fiziksel obje olarak arayanlar, daha ilk adımda kaybetmiş demektir.

Çünkü Kâse hiçbir zaman bulunmadı!
Çünkü hiç kaybolmadı.

Zira Kâse, insanın bedeninde saklıdır.

Tam merkezinde.

Tüm kadim okulların üzerinde uzlaştığı o noktada: Epifiz Bezi.

Ama… neden gizlendi?

Bütün yazılarımda ve seminerlerimde de dediğim gibi:

“Bilgi saklanmaz; kontrol edilir.”

Ve epifiz bezine dair bilgi, bin yıldır kontrol edilen en kritik dosyalardan biridir.

Epifiz Bezi: Devletlerin, Kiliselerin ve Gizli Yapıların Korktuğu Organ

Şunu bilin:

Kadim çağlarda epifiz bezine “Tanrı’nın Kapısı” diyenler vardı.

Mısır rahipleri onu “Işığın tacı” diye adlandırdı.

Bazı Gnostikler ise çok daha cesur bir şey söyledi:

“Kâse, insanın içindedir.”

Ne zaman ki bu bilgi dünya sahnesine çıkacak gibi oldu,

ne zaman ki insanlar dış otoriteye değil kendi içsel merkezlerine bağlanmaya başladı,

işte o zaman bu bilgi baskılandı.

Kilise, Kâse’yi fiziksel bir nesneye dönüştürdü.

Modern devletler, epifizin gerçek işlevini “biyolojik bir ayrıntı” olarak sundu.

Popüler kültür, onu macera filmlerine hapsetti.

Hepsi aynı amaçla:

İnsanın kendi içindeki tapınağı görmesini engellemek.

Kâse’nin Politik Gerçeği:

İnsan İçsel Bağlantısını Keşfederse, Hiçbir Sistem Ayakta Kalmaz

Şimdi gelelim işin karanlık tarafına…

Epifiz bezi yalnızca biyolojik bir anten değildir.

Ezoterik kaynaklarda “üst âlemlerin işitildiği merkez” olarak anlatılır.

Eğer bir insan bu merkezi aktive ederse,

yani üçüncü gözü —>ya da kadim tabirle “İçsel Kâse”yi —>açarsa,

onu yönlendirmek, manipüle etmek ve korkutmak imkânsızlaşır.

İşte sistemlerin korktuğu budur.

Yani bu durumda şöyle diyebiliriz:

“Kontrol edilmesi gereken beden değil, bilinçtir.”

Ve bilinç, epifiz uyanınca kontrolden çıkar.

Bu nedenle tarihte:

• Katarlara yapılan soykırım,

• Templarlara kurulan kumpas,

• Bogomillerin yakılması,

• Hermetik okulların yeraltına inmesi,

• Modern çağda bu bölgeyi kireçlendiren yaşam tarzlarının teşvik edilmesi… ( Florür vb )

Hepsi aynı çizgiyi takip eder:

Kâse’yi bulma ihtimali olan her topluluk yok edildi.

Epifiz ve DMT: Sınırların Yıkıldığı Kapı

Bugün bilim epifiz bezinin DMT üretimiyle bağlantılı olabileceğini fısıldıyor.

Bu, binlerce yıl boyunca gizli okulların zaten bildiği şeyin modern dille karşılığıdır.

DMT, sınırları kaldırır.

Ölüm deneyimlerini simüle eder.

Rüyayı gerçeğe yaklaştırır.

İnsanı başka alemlerin kapısına sürükler.

Ve Kâse’nin efsanelerde “ölümsüzlük”, “ışık”, “hakikat” ile ilişkilendirilmesi tam da buradan gelir.

Kâse, insanın kendi bilincine erişme kapasitesidir.

Dışarıda arandıkça bulunmaz.

İçeriye dönüldüğünde zaten oradadır.

Kâse’yi Aramak Yasaktır—Çünkü Bulursan Hiçbir Otoriteye İhtiyacın Kalmaz

Şimdi size kimsenin söylemediği şeyi söyleyeyim:

Epifiz bezi, Kâse’nin modern dünyadaki karşılığıdır.

Ve bu bezin uyanışı, dış kontrol mekanizmalarının sonudur.

“Hakikat, hiç kimsenin çıkarına değildir.

Ama bir kişinin bile uyanması, bütün sistemi bozar.”

Bu yüzden Kâse hâlâ dışarıda aratılıyor!!!

Haritalarda, kalelerde, müzelerde, kitaplarda…

Oysa Kâse, 

başkalarının gösterdiği yerde değil;

görmeni istemedikleri yerdedir:

Kendi zihninin tam merkezinde.

“Gerçek bilgi gözle görülmez; ama gören hep gözdür.”

Bu “göz”, biyolojik göz değildir.

Ezoterik metinler buna “inner lumen”, yani içsel ışık der.

İşte epifiz bezi bu ışığın projektörüdür.

Üçüncü gözün açılması; bir “mistik Hollywood efekti” değil, daha çok bir hatırlayış, bir geri dönüş, bir kapı aralanmasıdır.

Kâse’nin ağzı da bu yüzden bir “kapı” olarak anlatılır.

Kâse = Kap = Kapasite

Kâse aslında bir “kap”tır.

Kap ise kapasite demektir.

İnsan, ilahi olanı ne kadar taşıyabilir?

Ezoterik ölçü budur.

Epifiz bezinin “uyanışı”, bu kapasitenin genişlemesidir.

Beden, ruh için bir laboratuvar; epifiz ise o laboratuvarın merkezdeki alembiğidir.

                                                                                ꧁⎝ 𓆩༺✧༻𓆪 ⎠꧂

Yazı ve Araştırma bana aittir

A.Emine Altındal

Bir yanıt yazın