TÜRKİYE’DE SATANİZM

Gönderi tarihi

‘’Başka Tanrı’ya inanaları ateşte yakmaya gerek yoktur.
Onlar zaten kendi ruhlarının köleliği ile yanmaktadırlar’’
-Şeytan

Adalet kavramı gayrişahsidir. Depremler, büyük afetler ,savaşlar kurbanlarının kim olduklarını sormak için duraklamazlar.

Her hayat ayrı bir Evren’dir ve kutsaldır.
O bir araç ve aynı zamanda da bir lütuftur.

Dünyanın her yerinde insanın insana yaptıkları, hayvana ve doğaya karşı korkunç eylemlerini bizzat her gün okuyor, izliyor ve deneyimliyoruz.

Tanrının bize yüz çevirdiğini ve bizi duymadığını veya umursamadığını düşünürüz bazen. Çocuk tecavüzlerine nasıl izin verir, kötü hastalıklara nasıl olanak sağlar veya bizleri mucizelere neden boğmaz diye hayıflanır dururuz.

Şunu bilmek önemlidir ki, çağdaş olan hayatın yolunda ilk uyanandır. Sonra içimizdeki ‘Kutsal olan’ uyanır ki gerçek farkındalık ve bilgelik yolu açılsın.

Dünyanın her noktasında olduğu gibi, ülkemizde de şiddet, depresyon, ‘’doğal’’ felaketler ve ölümler artıyor.
Beni yıllardır en çok etkileyen noktalarlardan biri çocuklarla ilgili. Beni yakından takip eden okurlarım bilirler, yıllardır bu konulara çok değinir ve bir farkındalık ve değişim yaratmak için çabalarım.

Ancak son yıllarda gözüme çarpan önemli bir husus var ki, bence kesinlikle bu konu üzerine hiç gidilmiyor, örtbas ediliyor ve kamuoyundan gizleniyor.

Satanizm.
Satanizm kavramı çok farklı mercilerde, çok farklı kişilerce çok farklı şekillerde yorumlanıyor.
Kimine göre Satanizm 3 kutsal kitapta yazanlara tamamen ters düşmek, kimisine göre kedi kesmek ve kanını içmek, kimisine göre de herkesin kafasına göre toplum açısından kabul edilemez davranışlar sergilemesidir.
Kim neye inanıyorsa, kendi mecrasından bakıp kendince yorumladığı bir platform kısacası.

Onlara göre, 666 sayısının şeytani olduğuna inanan Satanizm’de şeytan anlamına gelen Hz.Muhammed’in nümerolojik karşılığıdır. Anti-Christ, yani Hıristiyan karşıtı demektir.
Ülkemizde de şeytani ayinler oldum olası hep uygulandı ve de uygulanmaktadır. Yoksa siz Kara-büyüyü Nur-Semavi ilişkilerle mi icra edildiğini sanıyordunuz?

Ancak farklı yöre ve kültürlerin farklı şeytani ayinleri vardır.
Danimarka Satanizmi, Afrika Satanizmi(Voodoo-Hoodoo), Kelt Satanizmi ve böylece uzar gider bu örnek ve ideolojiler.
Ancak ne var ki , hepsi dua gibi, hepsi nazar gibi, hepsi niyet gibi enerji ve frekans işidir.
Buna daha anlaşılır bir örnek vermek gerekirse, siz merhaba dersiniz, ingiliz hello der, çinli Ni Hau der ve hepsi aynı frekansta titreşir ve aynı anlama gelir.

Türkiye’de kaybolan çocuk sayısı dudak uçuklatıyor.
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de son 9 yılda kaybolan çocuk sayısı toplam 104 bin 531’dir. TÜİK, 2014’te 17 bin çocuğun kaybolduğunu bu rakamın ise son 9 yıl içindeki en yüksek rakam olduğunu bildirdi. Yılda ortalama 10 bin, günde ise 32 çocuk kaybolmaktadır.

Bunların arasında sadece Tarlkat ve cemaatlere bağlı bilinen Son 16 yılda en az 15 vaka kayda geçmiş vaziyette.

Tabii ki örtbas edilir, tabii ki din tüccarlarının hiç hoşuna gitmez bu tarz haberler. Hemen yeni bir gündem doğar ve unutturulur zaten beyni hipnotize edilmiş olan millete.

Ayrıca yine son zamanlarda ülkemizde yaşanılan ‘’doğal’’felaketlerin çokta doğal olmadığı zaten tartışılıyor.

Acaba bir Kan-davası mı söz konusu?
Acaba bir Kan-sözleşmesi mi var?

Küçük çocukların uzuvsuz cesetleri her gün bir yerlerde bulunurken, Ana Medya bu konuda sessizliğini her zamanki gibi koruyor ve saçmasapan haberlerle izleyicilerini uyutmaya devam ediyor.

Olsun.

Biz buradan insanları uyandırmaya ve farkındalığa davet etmeye devam ediyoruz.

Hatırlatmak isterim;
Tarih 13 Eylül 1999. Yer İstanbul Ortaköy Mezarlığı… Türkiye, daha önce hiç karşılaşmadığı korkunç bir cinayete tanıklık etmişti.
19 yaşındaki Şehriban Çoşkunfırat adlı genç kız boğularak ve bıçaklanarak öldürülmüştü. Bu Türkiye’nin bilinen ‘’ilk’’ satanist cinayetiydi. Yıllarca konuşuldu. Ve merak edildi.

Kısa bir süre sonra şüpheliler gözaltına alındı. Ve cinayeti itiraf ettiklerinde Türkiye bir ilke tanıklık edecekti. 3 şüpheli, Satanist düşünceye sahip olduklarını ve Şehriban Çoşkunfırat’ı şeytana kurban etmek için öldürdüklerini söyledi. İlk defa çok iyimser bir yaklaşım veya aptalca. Sadece duyuldu ilk defa diye bu işler ilk defa olmadı.

Peki sebebi neydi ki?

Aslında bu insanlık dışı cinayeti işleyen gençler gayet ‘’iyi’’ niyetliydi.
(Hani satanizm kötü emellere aracı olmak tı?)

O akşam artçı deprem olmuş 5.8.
Bu deprem üzerine bu cinayeti işliyorlar. Sözde bir daha depremin yaşanmaması için şeytana bir kurban verilmesi gerekiyor. Bunlar da o gruptan olmayan, yani satanist olmayan Şehriban’ı kurban seçiyor.

Sonrasında Türkiye tekrar ve yineden deprem felaketlerine maruz kalmasaydı, inanılası gelebilirdi cahillere, ancak daha kısa bir zaman önce Hat-Ay kuşağında yaşananları hepimiz biliyoruz.

Bu olaylarla paralel giden çok başka önemli bir mesele daha var, bilmem sizin de dikkatinizi çekti mi?

Öldürülen Türk Taksici’nin adı Oğuz!
Oğuz kim?
Oğuz oğulları … yani Biziz

Satanik örgütler belirli döngülerde ‘genellikle’ Saturn’ ün kuvvetli açılarda seyrettiği zamanlarda kurban adarlar.

Batı satanizminde kurban kendisinden olmayandan gider, yani Anti-Christ olandan.
Kurban bizden gider..

Bizden sürekli Kan akıtılıyor farkında mısınız?
Satanik ayinler yapıyorlar.. Yaşananlara bir de bu açıdan bakın.

Ayinlerini illaki de birilerini alıp ateşin başında kurban ederek kanını akıtıp içmeleri gerekmiyor!
Bu şekilde yapılan infazlarda da kan frekansı aktif hale getirilebiliyor, belki daha bile güçlü ve etkili oluyor kim bilir.
Acı bir cinayet/felaket haberiyle tüm Türk Milleti üzülüyor kahroluyor acı, kahır, üzüntü frekansı yayıyoruz onlar da bundan besleniyor ve yaydığımız düşük üzüntü frekansından faydalanıyorlar, haz alıyorlar.
Düşük frekanstan beslenen ifritler gibi. Gibisi aslında fazla oldu, çünkü bunlar insan kıyafeti giyinmiş ifritlerdir.

Kimileri için bunlar sadece hurafe ve akıl tutulması, bilirim çünkü bu tarz ithamlara ben de zamanında çok maruz kaldım.
Ancak 2018’de yine bu web sitemde yazdığım haber şimdilerde yine güncellenmiş bir şekilde ana haber bültenlerinde bile yayınlanıyor. (Pedofili ve Epstein olayları)

Başka bir konu şu;
Düzenli olarak askerlerimiz şehit ediliyor.
Şehit verdiğimiz tarihlerin gezegensel aks kırılımlarına bir baksınlar bakalım!
Cem Garipoğlu denen insanımsı aramızda geziyormuş. Bu mahlukat kimler tarafından korunuyor dersiniz?
Bir Türk kızımızı katletmedi mi?
Münevver’cik bir Satanik ayine kurban gitmiş olmasın?

Babam dahil, bir çok Türk aydın ve gazetecisi öldürülmedi mi?
17 ağustos depremini bu satanistler kurgulamış olamaz mı?
Ya Van depremi?
Hat- Ay kuşağı felaketi ise tam bir alacakaranlık kuşağı aslında.

Mustafa Kemal ATATÜRK öldürülmedi mi!? Kendisinin kurucusu olduğu ülkesinde, kendi evinde kendi ,yatağında canını aldılar adamın 9/10/1938

Tanıdık geldi mi tarih? 9/11…

Kısacası her ama her şey kontrollü kaos ile yönetiliyor.

Şöyle düşünün, 1863 yılında Jules Verne’in yazdığı romanda bu günün interneti, arabaları, gökdelenleri ve dans müziğinin varlığından söz ediliyor.

Puzzle parçalarını birleştirmeyi bilenlerden olun. Bir çok insan bir şey bilmiyor zaten. Onlardan daha büyük çoğunluk ise bir şey bilmediklerini bile bilmiyor.

Araştırma-Tercüme ve yazı bana aittir.

A.Emine Altındal

Bir yanıt yazın