HAYALET YÜZYILLAR

Orta Çağ’dan Kaybolan 300 Yıl İddiası ve Enigmatik Çağ’ınGizemi

Tarih gerçekten bize anlatıldığı gibi mi? Orta Çağ’ın yaklaşık 300 yılı hiç yaşanmadı mı? Heribert Illig’in “Phantom Time” tezi, Aytunç Altındal’ın sorgulayıcı bakışı ve Enigmatik Çağ yazılarının ışığında tarihin görünmeyen yüzüne bir yolculuk.

Zamanın Kurgusu: Gerçekten 300 Yıl Uyduruldu mu?

1991’de Heribert Illig, radikal bir iddia ortaya attı: MS 614–911 arasındaki yaklaşık 300 yıl aslında hiç yaşanmadı, sonradan takvimlere eklendi. Ona göre, imparatorlar ve kilise bu boşluğu bilinçli olarak yarattı. Amaç, milenyumun (MS 1000) mistik etkisini güçlendirmek ve kendi otoritelerini kutsamak.

Bu iddia bilimsel çevrelerde reddedilse de, bize çok daha önemli bir soruyu düşündürüyor: Tarih kimin kalemiyle yazılıyor?

Aytunç Altındal’ın Perspektifi: “Zamanın Sahipleri”

Merhum Aytunç Altındal, röportajlarında hep şu soruyu gündeme getirirdi:

“Tarih sadece kazananların yazdığı bir masal değil midir? Ve zamanı elinde tutanlar, aslında kitlelerin bilinç akışını da yönetmez mi?”

Eğer tarihe 300 yıl eklenmiş olsaydı, bu sadece takvimsel bir hata değil; kolektif hafızaya yapılmış dev bir müdahale olurdu. Takvimler yalnızca zamanı saymaz, uygarlıkların ruhunu da yönlendirir.

Enigmatik Çağ’ın Penceresinden

Enigmatik Çağ yazılarımda ve seminerlerimde vurguladığım gibi: Zaman çizgisel değildir. Onu şekillendirenler, geçmişi ve geleceği aynı anda düzenleyebilir.

• Zaman bir simülasyondur: Bizim için düz bir hat, ama aslında bir satranç tahtası.

• Tarih bir araçtır: İmparatorlukların meşruiyet kazanmak için kullandığı bir mit.

• Hakikat parçalıdır: Bazen arkeolojide, bazen yıldızların hesabında, bazen sezgilerimizde ortaya çıkar.

“Kaybolan 300 yıl” iddiası belki bilimsel olarak çürütülmüş olabilir, ama bize şunu hatırlatıyor: Tarih, görünenin ardında saklı başka senaryolarla da var.”

Bilim Ne Diyor?

Tarihçiler ve bilim insanları, Phantom Time hipotezini çürüten güçlü kanıtlar sunuyor:

• Astronomik gözlemler (güneş ve ay tutulmaları) tarihle uyumlu.

• Dendrokronoloji (ağaç halkaları) kesintisiz bir zaman akışı gösteriyor.

• Bağımsız kayıtlar (Bizans, İslam, Çin kronikleri) bu dönemi doğruluyor.

Yani akademik konsensus bu 300 yılın yaşandığını söylüyor.

Ama Asıl Soru: Kimin Tarihini Yaşıyoruz?

Belki yılların gerçekten “eklenip eklenmediği” ikincil bir detay. Esas mesele, tarih ve zaman algısının manipüle edilebilir olması.

Aytunç Altındal’ın uyarısını hatırlayalım:

“Görünen tarihin arkasında görünmeyen bir akış vardır. Onu görmeden tarih anlaşılmaz.”

Sonuç: Enigmatik Çağ’ın Dersleri

300 yıl gerçekten eklenmiş olsun ya da olmasın, bu iddia bize bir kapı açıyor:

• Zamanın lineer değil, manipüle edilebilir olduğunu düşünmeye.

• Tarihin sadece belgelerde değil, bilinçdışımızda da yazıldığını hatırlamaya.

• Geçmişin, iktidarın ellerinde yeniden şekillendiğini sorgulamaya.

Belki de “hayalet zaman” dışarıda değil, bizim bilinçlerimizde gizlidir.

Enigmatik Çağ ile ilgili ▶️YouTube🔴 kanalımda pek çok yayın yaptım.
İlgilenenler için:  https://www.youtube.com/@a.eminealtindal

A.Emine Altındal

Bir yanıt yazın