Girne’de bulunan Mavi Köşk, sıradan bir köşk değil, esrarengiz bir kişi olan Paolo Paolides’in çok kirli işlerini icra ettiği çok ilginç bir mimaridir. Onu diğer köşklerden ayıran ise efsanevi hikayesi.
Paulo Paolides, kendisi İtalyan asıllı bir Rum olup, Kıbrıs’ta doğmuş ve burada avukatlık kisvesi altında hem mafya avukatlığı yapmış, hem de işini son derece mükemmel yapan bir silah kaçakçısıydır.
Köşkün konumu ise yine bir o kadar lginçtir ki, bu köşk sadece havadan bakıldığında görünüyor, ancak evin içinden neredeyse bütün adayı görebiliyor oluşudur. Paolides, yani Ortadoğu bölgesinin en ünlü silah kaçaksı, kendine en pis ve karanlık işlerini tasarlayıp uygulamak için kendine bu görünmez kale tasarlamıştır.
Güvenlik konusunda olduğu gibi, 13 sayısına ve bir çok başka mevzuya ağır takıntılı biri olan Paolo’nun yarattığı bu tasarım harikası köşkün
çalışma odasının kapısı özel bir açılma sistemine sahip, odanın perdeleri ses geçirmez özellikte olup, yatağının baş ucu dahil, mekanın bilimum gizli köşelerinde tünellere açılan gizli kapılar bulunmaktadır. Güvenlik için her şeyi düşünmüş. İbadet odasının her bir yanı aynalarla bezenmiş olduğundan dolayı, arkasından gelebilecek olan saldırılara karşı hazırlıklı olacaktı.

13 sayısı sayısının önemi.
Evde 13 oda, havuzda 13 musluk var bulunmaktadır. Havadan bakıldığında ise bina 13 sayısına benzediğini söyleniyor.
Bahsi geçen havuzda misafirler süt banyosu yapan, ve ağzından devamlı şarap akan aslanlı çeşmeden şaraplarını yudumlayan misafirlerin arasında, Sophia Loren ve Ajda Pekkan gibi tanınmış simaların da olduğu söyleniyor.
Köşkün her odası farklı bir renkte düzenlenmiş olup, misafirler odalarının rengindeki masaya oturup yemek yerlermiş. İsminin mavi olup, mazisi kara olan bu köşkte bir de içinde herseyini minyatür versiyonu bulunan bir çocuk odası da olduğundan, insanın aklına şu gelmiyor değil; küçük çocuklar buraya kendi kendilerine mi ziyarete geliyorlardı, yoksa ebeveynleri mi bu çocukları bu her türlü pisliğin döndüğü ortama sokuyor, ayrı odalarda yatırıyor ve ayrı masalara oturtuyordu. Neyse bu bir spekülasyon, ancak bende büyük bir ? İşareti oluşmadı da değil.
Sanata olan düşkünlüğü ve çok ilginç bir konfor anlayışına sahip olan Paolides’in malikanesinde,ısıya göre renk değiştiren, bukalemun derisinden yapılmış içki dolabı, 24 saat ağzından şarap akan aslanlı çeşmesi, kristal şarap bardakları ve ne ilginçtir ki üzerine oturduktan bir süre sonra duvar kadar sert hale gelen ve üzerinde oturan kişinin uyuya kalmasını engelleyen sandalyeler bulunmaktadır.
Haliyle bu köşk ile ilgili yüzlerce efsane vardır.
Bu efsanelerden birisine göre, Paolides, köşkü mimar bir arkadaşına tasarlatmış ancak köşk tamamlandıktan sonra bu yapıya dair tüm sırları ve kaçış noktalarını bilen mimar arkadaşını ve emeği geçen tüm işçileri öldürmüştür. Mantıklı…
Eşcinselliği ile de bilinen Paolides, evinde verdiği partilerde, balkonundan aşağı bir elma atarmış ve o elmayı kim yakalayıp ona getirirse, o gece onunla birlikte olma şerefine nail olurmuş.
Bahçesinde bulunan özel bir noktada durup seslendiğinizde, sesiniz evin her odasından işitiliyor olsa da, bir kaç santim kenardan seslenildiğinde, hiç bir şey duyulmuyormuş.
Köşkte bulunan Meryem Ana tablosunun özelliği, odanın neresinde olursanız olun, Meryem Ana’nın gözlerinin ve ayaklarının size dönük olmasıdır. Odada kaç kişi olursa olsun, herkes tabloyu aynı açıdan görmektedir.
Kıbrıs Barış Harekatı ile Paulo Paolides adadan kaçtıktan sonra Mavi Köşk’e Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından el konuldu. Köşkte bulunan pek çok eşya uluslararası silah ticaretinin en büyük kanıtı olarak saklandı. Bunlardan bir tanesi ise gizemini koruyor. Köşkte bulunan altın bir anahtar hala saklanıyor ama nereyi açtığı bugün bile bilinmiyor.
Muhtemelen henüz keşfedilmemiş veya gizli tutulan önemli bir odanın veya geçidin anahtarıdır.
1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı gerçekleştiğinde, Paolides, evinin altına yaptırdığı bu tünelleri kullanarak bir şekilde İtalya’ya kaçmayı başarmış. Adaya gelen bir çok TSK askerini, üzerlerine ateş açarak öldürdüğü biline Paolides, 1986 yılında mafya tarafından öldürülmüştür.
Paolides’ten geriye ise dünya üzerinde bilinen tek fotoğrafı olan bu fotoğraf kaldı.
A.Emine Altındal
