Sevgililer Günü’nün karanlık kökenlerİ
Avrupa, Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden Rönesans’a kadar geçen bin yıl boyunca, Haçlı Seferleri’nin yenilgileri, veba salgınları, Moğol istilaları, krallık savaşları ve kıtlıklarla dolu bir sefalet ve kaos dönemini yaşadı.
Böylesine zorlu bir dönemi sağ salim atlatıp, bugünlere torun torba bırakabilen insanları dayanıklılıkları nedeniyle ayakta alkışlamak lazım.
Muhtemelen bu başarının bir etkeni de Sevgililer günü olabilir.
İnsanın canı çıkmadıkça umudu da yok olmazmış derler ya, sevgililer günü de aslında her özel gün gibi kimileri için heyecan, coşku ve telaş anlamına gelir, kimileri içinse burukluk ve hüzün demektir.
Örneğin ben yılbaşılarına hep yeni umutlar ve ailem ve kendim için aldığım yeni ve yapıcı kararlar almayı severdim ancak geçen yılbaşı bir araba gözümün önünde kedimi ezdi ve bastı gitti. Luna’m kucağımızda can çekişerek gitti, ki asla evden çıkmaz, 2 dakikalığına çıksa bile bahçeden dışarıya adım atmazdı. İşte o gün , o yılbaşı günü artık hep bu olayı hatırlatacak bize ve kutlanamayacak eskisi gibi…
O yüzden “özel” günleri çokta özelleştirmemek bence daha doğru, sonuçta var olduğumuz, nefes alabildiğimiz, özgür hissettiğimiz ve sevdiklerimizle birlikte olabildiğimiz her gün özel bir gündür.
Kısacası deliye her gün bayram çok yerinde bir tabir bence.
Gelelim bu Sevgililer Gününe.
Demek istediğim, kalpler, çiçekler ve Şubat ortasındaki bu aşk festivalinin katıksız ticariliği bir yerlerde başlamış olmalı.
Katolik Kilisesi Valentine ya da Valentinus adında en az üç farklı aziz tanımaktadır ve bunların hepsi şehit edilmiştir. Bir rivayete göre Valentine, üçüncü yüzyılda Roma’da görev yapan bir rahipti. İmparator Claudius II, bekâr erkeklerin evli aile erkeklerinden daha iyi asker olduklarına karar verdiğinde, genç erkekler için evliliği yasaklamıştır. Bu adaletsizliği gören Valentine, Claudius’a meydan okumuş ve genç aşıklar için gizli evlilikler yapmaya devam etmiştir. Yaptıkları ortaya çıkınca Claudius onun idam edilmesini emretmiştir. Alternatif bir teori ise, Sevgililer Günü’ne asıl adını veren kişinin bir piskopos olan Terni’li Aziz Valentine olduğudur. O da Claudius II tarafından Roma dışında başı kesilerek öldürülmüştür.
Diğer hikayeler Valentine’in Hıristiyanların sık sık dövüldükleri ve işkence gördükleri sert Roma hapishanelerinden kaçmalarına yardım etmeye çalıştığı için öldürülmüş olabileceğini öne sürmektedir. Bir efsaneye göre Valentine ilk “sevgililer günü” selamını hapishane hücresinden, hapishanedeyken kendisini ziyaret eden genç bir kıza aşık olduktan sonra göndermiştir. Bu kız hapishane müdürünün kızı olabilir. Ölümünden önce ona “Sevgilinizden” imzalı bir mektup yazdığı iddia edilir ki bu ifade bugün hala kullanılmaktadır. Valentine efsanelerinin ardındaki gerçek karanlık olsa da, hikayelerin hepsi onun sempatik, kahraman ve en önemlisi romantik bir figür olarak çekiciliğini vurgulamaktadır. Orta Çağ’a gelindiğinde, belki de bu ünü sayesinde Valentine Avrupa’nın en popüler azizlerinden biri haline gelecektir.
Bazıları Sevgililer Günü’nün, muhtemelen M.S. 270 yılında gerçekleşen Valentine’nin ölüm yıldönümünü anmak için Şubat ayının ortasında kutlandığına inanmaktadır. Bazıları ise Hıristiyan kilisesinin, Roma tarım tanrısı Faunus’a ve Romalı kurucular Romulus ve Remus’a adanmış bir bereket festivali olan pagan Lupercalia kutlamalarını “Hıristiyanlaştırmak” amacıyla Aziz Valentine’nin yortu gününü Şubat ayının ortasına yerleştirmeye karar vermiş olabileceğini iddia etmektedir.
Romalı rahiplerden oluşan bir tarikat olan Luperci, doğurganlık için bir keçi ve arınma için bir köpek kurban eder, keçinin postunu şeritler halinde keser ve bununla hem kadınları hem de ekin tarlalarını hafifçe tokatlardı. Romalı kadınlar bunu memnuniyetle karşılardı, çünkü bunun onları gelecek yıl daha doğurgan yapacağına inanılırdı. Efsaneye göre günün ilerleyen saatlerinde şehirdeki tüm genç kadınlar isimlerini büyük bir küpe koyarlardı. Şehrin genç erkeklerinin her biri bir isim seçer ve seçtiği kadınla o yıl için eşleşirdi. Bu eşleşmeler genellikle evlilikle sonuçlanırmış. Garip ama gerçek!!
Lupercalia 5. yüzyılın sonunda yasaklandı ve Papa Gelasius 14 Şubat’ı Aziz Valentine Günü ilan etti. Ancak bu günün kesin olarak aşkla ilişkilendirilmesi çok sonraları gerçekleşmiştir. Orta Çağ boyunca, Fransa ve İngiltere’de 14 Şubat’ın kuşların çiftleşme mevsiminin başlangıcı olduğuna inanılıyordu ve bu da Sevgililer Günü’nün ortasının romantizm için bir gün olması gerektiği fikrine katkıda bulundu!!!
Büyük Britanya’da Sevgililer Günü 17. yüzyılda popüler olarak kutlanmaya başlandı ve 18. yüzyılın ortalarında arkadaşların ve sevgililerin küçük sevgi simgeleri veya el yazısıyla yazılmış notlar değiş tokuş etmeleri yaygındı. 1900 yılına gelindiğinde basılı kartlar yazılı mektupların yerini almaya başladı ve duyguların doğrudan ifade edilmesinin hoş karşılanmadığı bir dönemde insanların duygularını ifade etmelerinin kolay bir yolu oldu. Posta ücretlerinin ucuzlaması da Sevgililer Günü tebriği göndermenin popülaritesinin artmasına katkıda bulundu.
Bunlar tabi dediğimiz gibi tarih oldu ve her yıl yaklaşık 1 milyar Sevgililer Günü kartı değiş tokuş ediliyor.
İşte güncel bazı küçük gerçekler –
Kırmızı gül, Roma Aşk Tanrıçası Venüs’ün en sevdiği çiçekti. Dünya çapında Sevgililer Günü’nde yaklaşık 50 milyon gül alınmaktadır.
Aşk Tanrısı, Venüs’ün oğlu, güzellik ve aşk tanrısıdır.
Ortaçağda isimlerini yazamayan insanlar bir tanığın önünde X işareti ile imza atar ve daha sonra samimiyetlerini göstermek için bu işareti öperlerdi.
Bir zamanlar kalbin, vücudun aşk duygusunun geldiği kısmı olduğuna inanılırdı. Kalp vücuda kırmızı kan pompaladıkça, kırmızı aşkın sembolü haline geldi.
Richard Cadbury ilk kez 1868 yılında sevgilisine kalp şeklinde bir kutu içinde çikolata verdi.
Şahsen ben Sevgililer Günü’nü sadece biraz eğlence olarak görüyorum, ne eksik ne fazla.
Siz nasıl kutlayacaksınız?
Kutlayacak mısınız?
Birlikte kutlayacak birisi var mı, yoksa Sevgililer gününü değil de, Anonim yalnız kalpler topluluğuna mı üyesiniz?
O veya bu şekilde, diz çöküp evlilik teklifi yapmak için yılın en uygun günü olduğu kesin.
Sevgililer Günü, romantizmi, aşkı ve öpücük yüzlü sadakat sözcüklerini şirin mi şirin melekciklerle kutlama zamanıdır.
Ancak bahsettiğimiz gibi bu şeker ve aşk tanrısı festivalinin kökenleri aslında karanlık, kanlı ve biraz da karışıktır.
Aşağıda farklı söylemler yer alıyor.
Hiç kimse bu bayramın kökenini tam olarak tespit edememiş olsa da, başlanabilecek yerlerden biri antik Roma’dır.
Romalıların kutlamaları şiddetliydi
Romalılar üçüncü yüzyılda farklı yıllarda 14 Şubat’ta bu isimde iki kişiyi idam etti.
Romalılar 13-15 Şubat tarihleri arasında Lupercalia bayramını kutluyorlardı.
Romalı romantikler “sarhoştu. Şimdi Yale Üniversitesi’nde dini çalışmalar profesörü olan Noel Lenski, 2011 yılında NPR’ye verdiği demeçte, “Çıplaklardı” diyor. Lenski, genç kadınların erkeklerin kendilerine vurması için sıraya girdiklerini söylüyor. Bunun onları doğurgan yapacağına inanıyorlardı.
Bu vahşi şenlik, genç erkeklerin bir kavanozdan kadın isimleri çektiği bir çöpçatanlık piyangosunu da içeriyordu. Çift daha sonra festival süresince – ya da eğer eşleşme doğruysa daha uzun bir süre – birlikte olurdu.
Antik Romalılar modern aşk günümüzün adından da sorumlu olabilirler. İmparator Claudius II, üçüncü yüzyılda farklı yıllarda 14 Şubat’ta her ikisinin de adı Valentine olan iki kişiyi idam ettirmiştir. Onların şehitliği Katolik Kilisesi tarafından Aziz Valentine Günü kutlamalarıyla onurlandırıldı.
Kutlama yayıldıkça gelişti
William Shakespeare eserlerinde Sevgililer Günü’nün romantikleştirilmesine yardımcı olmuş ve bu gün İngiltere ve Avrupa’nın geri kalanında popülerlik kazanmıştır.
Daha sonra Papa I. Gelasius beşinci yüzyılda Aziz Valentine Günü’nü Lupercalia ile birleştirerek pagan ritüellerini ortadan kaldırdı. Ancak festival bir zamanlar olduğu gibi daha çok teatral bir yorumdu. Lenski, “Biraz daha sarhoş bir cümbüştü ama Hıristiyanlar ona tekrar kıyafet giydirdi. Ama bu, onun bir bereket ve aşk günü olmasını engellemedi.”
Aynı dönemde Normanlar da Galatin Günü’nü kutluyordu. Galatin “kadın aşığı” anlamına geliyordu. Muhtemelen bir noktada Aziz Valentine Günü ile karıştırılmıştır, çünkü kısmen sesleri birbirine benzemektedir.
Yıllar geçtikçe tatil daha da tatlılaştı.
Chaucer ve Shakespeare eserlerinde bu bayramı romantikleştirdi ve bayram İngiltere ve Avrupa’nın geri kalanında popülerlik kazandı. El yapımı kağıt kartlar Orta Çağ’da günün simgesi haline geldi.
Sonunda bu gelenek Yeni Dünya’ya kadar ulaştı.
Sanayi Devrimi, 19. yüzyılda fabrika yapımı kartları başlattı.
Ve 1913’te Kansas City, Mo.’daki Hallmark Kartları seri olarak sevgililer günü kartı üretmeye başladı.
Şubat ayı o zamandan beri aynı değil.
Şimdi nasıl kutluyoruz
Bugün, tatil büyük bir iş.
Ancak bu ticarileşme pek çok insanı ve küçük işletmeyi de mahvetti.
Bu bir komuta performansı değil, eğer insanlar büyük alış veriş merkezlerinin indirim ve hediye kartlarını “satın almak” istemeselerdi, satın alınmazlardı ve bu emperyal sistemin mihenk taşları olamazlardı
Yazı ve araştırma bana aittir.
A.Emine Altındal


