CİLALI CEHALET DEVRİ

Cahil insanlar hayatlarında hiç cahil olduklarını fark ettikleri bir noktaya gelirler mi?

Öncelikle Cahil, bilmeyen değil, bilgiyi öğrenmemye istekli olan demektir!

Bu, insan doğasının karmaşıklığını sorgulayan derin bir soru. Cahil insanlar, bilgi eksikliklerini fark etme noktasına gelebilirler, ancak bu genellikle çevresel faktörlere, kişisel deneyimlere ve öğrenmeye olan açıklıklarına bağlıdır. 

Bazı insanlar, kendilerini geliştirme arzusu veya karşılaştıkları zorluklar nedeniyle bilgi eksikliklerini fark eder ve bu farkındalık onları öğrenmeye yönlendirir. Ancak, diğerleri için bu farkındalık hiç oluşmayabilir; çünkü bireyler genellikle kendi inançlarını ve algılarını doğrulayan bilgilere yönelirler. Bu, psikolojide “doğrulama yanlılığı” olarak bilinir.

Sizce insanlar bu farkındalığa nasıl ulaşabilir? Ya da ulaşmalı mı? Bu sorunun cevabı, bireyin yaşamındaki dönüm noktalarına ve çevresel etkilerine bağlı gibi görünüyor.

Cehalet nedir?

Cehalet, bilgi veya anlayış eksikliğidir. Kasıtlı cehalet, kültürel kaynaklı bir olgudur ve bu konudaki çalışmalara agnotoloji ( bilgisizlik bilimi )adı verilir.

Genellikle cehaletimizin kapsamı ve yapısının farkında değilizdir. Cehalet, kişinin zihinsel haritasında sadece boş bir alan değildir. Konturları, tutarlılığı ve bildiğim kadarıyla işleyiş kuralları da vardır. Dolayısıyla, bildiklerimiz hakkında yazmanın bir sonucu olarak, belki de cehaletimizi ve bunun iyi bir hikayeyi mahvetme olasılıklarını tanımayı da eklemeliyiz.

Örneğin, farklı kültürler ve toplumlar hakkında anlayış eksikliği önyargıya, ayrımcılığa ve hatta şiddete yol açtığı gibi, iklim değişikliği, siyasi meseleler ve sosyal adalet gibi önemli konular hakkında bilgisizlik, ilgisizliğe ve gerekli adımların atılmamasına da temel sağlamaktadır.

İçinde yaşadığımız 3 boyutlu dünyaya baktığımda, toplumumuzun  iQ seviyesinin yaklaşık beş ya da on puan düştüğünü görüyorum.
İçsel yönelimlilik ya da kendi kendine düşünme dodo kuşunun yolundan gitmiş gibi görünüyor.

Artık özdeğerlerini insanların internette kendileri hakkında söyledikleriyle ölçen duygusal “engelilerle” dolu bir ülkemiz var.
Okullarımızda başarının ne kadar düştüğünü gizlemek için standart testler yeniden düzenlenleniyor. Yıllarca okumuş diploma sahiplerinin değerli belgeleri ellerinden alınıyor, diploması olmayanlar skandal torpillerle  bir yerlere atanıyor ve bu yazılı sınavları kazanıp, hukuksuzca elendiği için intihar edenler var ülkemizde ve bir ülkenin zalimce ve kasıtlı parlattığı cilalı cehalet dönemine bir de bakmışsınız ki, hoş gelmişsiniz.

Ve pastanın üzerindeki krema, bir zamanlar hapse atılacak olan insanların artık takdire şayan insanlık örnekleri olarak görülmesidir.

Bir bütün olarak ülkenin altı oyuluyor ve içeriden yok ediliyor.  Bunun kasıtlı olarak mı yoksa cehaletten mi yapıldığını tartışılsa da bence tartışmaya kapalı bir konu. Konu çünkü CEHALET yaratmak. Bunu yaratanlar ise gayet bu cilalamanın ehli kişileridir.
İkisi de olmayabilir ama bu bir intihar deliliği vakasıdır ve gittiklerinde geri kalanımızı da yanlarında götürmek istiyorlar.

Cehalet, toplumları çeşitli şekillerde önemli ölçüde etkileyerek sosyal dinamikleri, ekonomik kalkınmayı ve genel refahı etkiler.
 Kilit alanlar

:

1. Sosyal Uyum

Önyargı ve Ayrımcılık: Farklı kültürler, ırklar veya yaşam tarzları hakkında anlayış eksikliği klişelere, önyargılara ve ayrımcılığa yol açarak toplum içinde bölünmeler yaratır.

Çatışma: Başkalarının inançları veya uygulamaları hakkında bilgisizlik, yanlış anlamalara ve çatışmalara yol açarak topluluk uyumunu kasıtlı bir şekilde zayıflatılır.

2. Eğitim ve Farkındalık

Sınırlı Fırsatlar: Eğitime erişimi olmayan topluluklar yoksulluk döngüsünü kırmakta zorlanır, çünkü bölge sakinleri daha iyi iş fırsatları için gereken bilgi veya becerilere sahip olmaları engellenmiştir.

Bilgilendirilmiş Karar Alma: Sağlık, finansal okuryazarlık veya sivil sorumluluklar konusunda bilgisizlik, bireyleri ve toplumu bir bütün olarak olumsuz etkileyen kötü seçimlere yol açmaktadır.

3. Sağlık Sonuçları

Halk Sağlığı Riskleri: Aşılar(!) veya hastalıkların önlenmesi gibi sağlık konularında bilgisizlik, salgınlara ve sağlık krizlerine yol açarak tüm toplumu risk altına sokar

Ruh Sağlığı Damgası: Ruh sağlığı konusunda farkındalık eksikliği, bireylerin yardım aramasını engelleyerek tedavi edilmeyen ruhsal hastalık oranlarının artmasına neden olmaktadır.

4. Ekonomik Kalkınma

Değişime Direnç: Yeni teknolojiler veya ekonomik uygulamalar hakkındaki bilgisizlik, inovasyon ve adaptasyonu engelleyerek ekonomik büyüme ve kalkınma yavaşlatılır.

Yatırım ve Kaynaklar: Mevcut kaynaklardan veya finansman fırsatlarından haberdar olmayan topluluklar, yerel kalkınmayı geliştirebilecek destekleri kaçırırlar.

5. Sivil Katılım

Seçmen İlgisizliği: Siyasi süreçler ve sivil katılımın önemi hakkında bilgisizlik, düşük seçmen katılımı ve angajmanına yol açarak demokrasiyi ve temsili zayıflatır.

Topluluk Liderliği: Bilgili liderlerin eksikliği, zayıf karar alma ve etkisiz yönetişimle sonuçlanarak toplum girişimlerini ve hizmetlerini etkiler.

6. Çevresel Farkındalık

Sürdürülebilirlik Sorunları: Çevresel konular hakkında bilgisizlik, sürdürülebilir olmayan uygulamalara yol açabilir, yerel ekosistemlere zarar verecek ve yaşam kalitesini düşürecek senaryonun perdeleri açılmıştır.

Topluluk Direnci: İklim değişikliğinin ve etkilerinin farkında olmayan toplumlar, çevresel zorluklara karşı hazırlıksız olduklarından ve bu da onları afetlere karşı daha savunmasız hale getirdiğinden dolayı, toplu ölümler birilerinin işine fazlasıyla gelmektedir.

Sonuç:

Eğitim, açık diyalog ve toplum katılımı yoluyla cehaletin ele alınması, daha bilinçli ve dirençli bir toplumun teşvik edilmesi için elzemdir. Farkındalık ve anlayışı teşvik ederek, toplumlar zorlukların üstesinden gelmek ve daha kapsayıcı ve müreffeh bir gelecek inşa etmek için çalışmalıdır.

Bireysel olarak ne yapabiliriz?

Zıtlıklardan ziyade benzerlikleri göstermek için kişisel etkileşimli ve ortak konularla toplumun açık fikirli üyeleriyle etkileşim kurmanın yolları vardır.

Entelektüel idealleri ve kavramları insanileştirmek

Öğrenme ve değişimin ilerici zorlukları için empati gösterin. Gelecek korkusu ve ilerlemenin gerisinde kalmak yerine yeni uygulama ve bilgilerin faydalarını gösterin. Geleneksel değerleri yüceltin ancak zamanın ve toplumun değiştiğini ve değişimden faydalanmanın en iyi yolunun bilgi ve anlayıştan geçtiğini vurgulayın, kafanızı kuma gömüp görmezden gelerek değil.

Demokrasi’ye karşı Cilalı Cehalet Devri

Demokrasi halk tarafından yönetilmektir.
Orijinal Yunanca “demokrasi” kelimesinin kelime anlamı tam olarak bunu ifade eder: Yunanca’da halk anlamına gelen demos tarafından yönetim.
Hükümetin günlük işleri seçilmiş yetkililer tarafından yürütülebilir. Ancak bu liderler nihai olarak halka karşı sorumludur. Seçmenlerin çıkarlarına hizmet etmekte başarısız olurlarsa (!) bir sonraki seçimde daha iyisini yapacak başkalarıyla değiştirilebilirler.
Maalesef bizde bu güzel sözcüğün manası bilinçli bir şekilde yitirilmiş ve renkleri soldurulmuştur. Cehaletin cilalanması bilinçli bir yaptırım ve en tehlikeli silahtır,
çünkü bir diktatörün en çok korktuğu şey düşünen insanlardır.

“Bir diktatöre yakın olmak için yırtınanlar, kendilerini güvene aldıklarını garanti etmez; çünkü bugün A diyen biri, bir sabah uyanıp B diyebilir. 

Bu tür durumlarda, onu takip eden kitlelerin önce “A’yı savunduğunu”, ardından birdenbire “A’ya karşı çıkıp B’yi benimsediğine” sürü psikolojisi içinde her gün tanık oluyoruz.”

Bazıları hükümetin demokratik kontrolüne kendi çıkarları ve yancıları  için değer verir.
Diğerleri ise bunu öncelikle araçsal nedenlerle yapar.
Her iki durumda da hesap verebilirlik resmin önemli bir parçasıdır. Ancak etkili demokratik hesap verebilirlik seçmenlerin en azından bir miktar siyasi bilgiye sahip olmasını gerektirir. Seçmenler hükümetin ne yaptığını bilmezlerse hükümet yetkililerini eylemlerinden sorumlu tutamazlar. Ve bu politikalar ve olası etkileri hakkında en azından biraz bilgi sahibi olmadıkları sürece hangi adayların önerilerinin halka daha iyi hizmet edeceğini bilemezler.

Cilalanmış Cehalet hırkasıyla örtünmüş bir topluma, onları korkutmadan ( çünkü insan BİLMEDİĞİNDEN ve KENDİSİNE BENZEMEYENDEN korkar ) katılmak için cahil numarası yapabilirsiniz ve sonra maskenizi düşürüp onlara anlamlı mesel ve kıssalardan örnekler vererek kafalarının içinde bulunan o değerli organı kullanmalarına teşvik edebilirsiniz..

Örneğin Ezop Fablları gibi. Bilgelik ve ahlakla dolu. Zamanın testlerinden hep geçmiştir 🙂Araştırın.

Kendinizi geliştirip bilgi sahibi olmayı zahmetli buluyorsanız, bir de cahilliği deneyin. Ancak eninde sonunda 2. tercihiniz size çok daha pahalıya patlayacaktır.

Eflatun’un şu sözü çok değerlidir kanımca, der ki; Doğmamış olmak öğretilmemiş olmaktan iyidir, çünkü cehalet talihsizliğin kaynağıdır

“Cehalet düşmandır, sahibine bile.
Bilgi dosttur, hatta ondan nefret edene bile.
Cehalet bilgiden nefret eder çünkü çok saftır.
Bilgi cehaletten korkar çünkü o çok emindir.”

Araştırma ve Makale bana aittir

A.Emine Altındal

Bir yanıt yazın